Perşembe, Ağustos 29, 2002

iki arada bi derede...
köprünün üstünde;
ilerisi bilinmez
gerisi eski, tanıdık, bildik-sıkıcı
açtım kollarımı iki yana
ileri çekerse ileri
geri çekerse yutar!

birini farketmek için 1 dakika gerekiyomuş
bir saniyelik göz çakışması yetti oysa!
bazen "gök mor olur, ağaçlar pembe", sana öyle görünmez, öyledirler:-)
bilmediğim ve merak ettiğim ne çok şey var
zaman lazım buna
ve her gidiş zamansız...

zamansız bir unutuş benimkisi...
parmak izlerini hissedemeyiş
kulaklarımda artık olmayan o sesinin boşluğu var.
zamanı gelmemişti dedim ya
biraz erken oldu.

Çarşamba, Ağustos 28, 2002

kapılar açıldı ardına kadar...
uzun mu uzun bir yol görüyorum önümde, yürümem gerektiğini söyleyen
bir his eşlik ediyor bana içimden gelip gözlerimin önündeki
kaldırımlara dökülüyor..dostlara bakınıyorum, önümde veya arkamda
değiller. içimde olmalılar.. hıı?? tabi ya içimdeler hepsi, gelince
çıkarıcam onları yine sırtçantamdan, dizicem boy boy kitaplarımın
önüne, bakıcam hep onlara.. camdandır ama onlar kolay kırılırlar,
tozunu alırken dikkat etmek lazım. amaan neler saçmalıyorum ben
günlük? senin ismini değiştiriyorum artık. yeni ismin "4 aylık"
olsun bundan sonra. nasılolsa artık uzun bir süre dokunmayacağım
renkli sayfalarına. kalemim mi kırıldı? hayır sevgili deftercik,
seni kapatıyorum bir süreliğine, içine yazdığım harflerle beslen,
sana bol bol yetecek kadar yazı yazdım içine. acıkmazsın değil mi?
hıı? hadi konuş benimle, dök sen de harfleri kelimeleri ve
cümleleri, tümleç de istiyorum, zarf da istiyorum, kullan
kullanabildiğin kadar.. söyle bana ne istersin gelirken getireyim?
şöyle kalın gövdeli, ele tam oturan, ucu altından bir dolmakalem
ister misin günlük? hoşuna gider mi? benim çok hoşuma gider. seni
şimdi alıcam ve dost biblolarımın yanına, en sevdiğim kitapların
arasına koyucam. onlarla iyi arkadaşlık edeceğine eminim. üzme beni
olur mu, hem ne zaman istersen dostlarımdan biri yardım eder sana ne
istersen verir. şimdiden heyecanlandım bak gördün mü günlük..
gelince en sevdiğim kelimeleri yazıcam içine yeni dolmakalemimle,
aşk yazıcam, sevgi yazıcam, hasret yazıcam, kavuşmamızı yazıcam,
mutluluk yazıcam, daha bir sürü şey yazıcam mutlu edicem seni.. sen
de beni sabırsızlıkla bekleyeceksin biliyorum, aynı duyguyu ben de
hissediyorum günlük.....
hoşçakal. yüzgeçlerimi çıkardım tişörtümün altından. insanlara
söylediğim bir yalandı onlar gibi olduğum. yüzebiliyorum ben onlar
görmeden geceleri.. yüzgeçlerim en kuvvetli kuşun kanatları kadar
kuvvetli, hiç yorulmam ben. aylarca yüzerim.. yorulmam. bu sefer de
yorulmayacağım. koşa koşa dönücem sana....

Pazar, Ağustos 25, 2002

Gündüz Vassaf'tan:

Köprüden atladı
Kurtuldu
Suda çırpınıyor
Sandalla yanaşıyorlar
"Elimden tut!"
"Ölmek istiyorum, git!"
Bir silah çekiliyor
"Binmezsen öldürürüm!"

biniyor..

Perşembe, Ağustos 15, 2002

kırmızı bir mürekkep.
kan renginde,
bana önceki yazılarımı hatırlattı bu renk
bugün kesince parmağımı mutfakta
ama
fayansa yazamadım aklımın ucuna gelen kelimeleri
belki
sonra
haftaya
yazabilirim

Pazartesi, Ağustos 12, 2002

everything about is so easy to love

Pazar, Ağustos 11, 2002

parmağımı mürekkebe batırdım...