bugün 28 nisan 2003
tam bir yıl olmuş
ne zaman başladığını tamı tamına biliyorum
ama nerde, nasıl tükettiğimizi bilmiyorum,

vous voules marche con moi au board de la mere?
funny everything is mixed:)
your words;

artık uzun sessiz sabahlarda
yanlız yürüyorum...

"yarattığım sen"le gerçek sen!! hiç bir zaman karşılaşmamalısınız!!!

(06 eylül '02)

anılarla avunmak hiçbir zaman beklentilerimi azaltmadı, aksine daha da körüklediklerini farkettim. üzerime bıraktığı parmak izini yalıyor gözlerim farkında olmadan, onun tadını alabilir miyim diye kandırıyorum kendimi. oysa kuvvetli dalgalar çoktan almış beni ondan.. (ya da onu benden.? )

08 eylül '02

ruhu renkleri yansıtıyordu.. güldüğünde: mavi, ağldığında: sarı, kızdığında: kırmızı, sevdiğinde: mor. bir gün ölünce renksizleşti; ruhu terk edince renkleri yansıtmaz oldu, karardı.. simsiyah bir lekeye dönüştü.

(13 eylül '02)

daha kötüsü ne olabilir?
uzun zamandır birşeylerin daha iyi olabileceği düşüncesi aklıma bile gelmiyor...

Nothing else matters..

çağrılıyorum.....

how fragile we are...

bugün hava sıfırın altında on.
seni düşündüm ama inan bu son.

hani kime kizacagini bilemez ya insan icindeki irini bosaltmak ister yine de. sessizce boynunu bukup yurumek en guzelidir... sicak sulara batirilan cay posetleri gibi. oylece kendini birakip gitmek ve bi copte son bulmak gibi. hani bunun bile olumlu bi yonunu bulmak sonra. gozume gunes kacirdikca insanlar gulumsedigimi saniyor, hani belki gulumsuyorum ama aklim baskasinin dusune takilmis kendimi yakiyorum. hani'leyip duruyorum ve de...